BU GÜNLÜKLER TOLSTOY DEĞİL

Acar Burak Bengi
4 Kasım 2005

“Günlükler ben’im”. Tolstoy günlüklerini bu kısacık cümleyle tanımlıyor, ama tanımı bu kadar kısayken günlükler Savaş ve Barış sayfalarını üç defa dolduracak uzunluktadır ve 90 ciltlik Rusça Tolstoy külliyatının 13 cildini oluşturur. Bu 13 cildin tamamını okumak istiyorsanız Rusça bilmek zorunda değilsiniz, üç harika cilde sıkıştırılmış eksiksiz bir Fransızca çeviri var.[1] Fransızca da bilmiyorsanız veya bu uzunlukta bir şey gözünüzü korkutuyorsa, R. F. Christian’ın İngilizce derlemesini [2] edinmelisiniz. Peki, İngilizce de bilmeyenler ne yapacak?

Nihayet Anka Yayınları İbrahim Kapaklıkaya çevirisiyle bu soruya cevap verdi [3]. İbrahim Kapaklıkaya’nın Günlükler’i, R. F. Christian tarafından hazırlanan İngilizce derlemenin (dizin hariç tüm editoryal malzemesini de içeren) kısaltılmış bir çevirisi, ama Anka Yayınları künye sayfasında bu bilgileri vermek yerine, Christian’ın imzasını “Takdim” bölümüne koymakla yetinmiş. Gelelim “Günlükler ben’im” diyen Tolstoy’un nasıl takdim edildiğine.

Tolstoy 13 Ocak 1889’da günlüğüne şu notu düşmüş: “Muhammed’de ve Paul’de uydurmaca var” (“There’s fabrication in Mohammed and Paul”) [2][s. 237]. Anka Yayınları’nın çevirisinde bu bölüm sansürlenmiş; İbrahim Kapaklıkaya sadece “Pavlus’ta uydurma var” dedirtiyor Tolstoy’a. [3] [s. 319]

İbrahim Kapaklıkaya’nın ayrıca “masum” çeviri hataları da var. Aynı bölümde “Diriliş uydurmacası olmasaydı, [İsa] bir dine dönüştürülmüş olmayacaktı” (“He would not have been turned into a religion had it not been for the fabrication of the resurrection”) şeklindeki ifadeyi şu hale getirmiş İbrahim Kapaklıkaya: “Eğer yeniden diriliş uydurması olmasaydı, o dine girmeyecekti”.

17 Mart 1847 tarihli ilk günlük girişinden: “Yalnızlık; toplumdan uzak duran insan kadar, toplumda sosyal ilişkiler kurarak yaşayan insan için de yararlı[3][s. 23]. Halbuki Tolstoy şöyle diyor: “Sosyal ilişki toplum dışında yaşayan birinin ne kadar hayrınaysa, yalnızlık da toplum içinde yaşayan birinin o kadar hayrınadır” (“Solitude is just as good for a man who lives in society, as social intercourse is for a man who doesn’t.”). [2][s. 4]

21 Ekim 1910 tarihli son günlük girişinde de Tolstoy’a şunları söyletiyor İbrahim Kapaklıkaya: “Keşke günah işlemeden durabilsem! Ama kötülüğe dayanamıyorum. Şu anda dayanamıyorum[3][s. 749]. Halbuki Tolstoy şöyle diyor: “Keşke günah işlemesem. Ve kin duymasam. Şu an duymuyorum” (“If only I don’t sin. And don’t bear malice. I don’t at present.”). [2][s. 687]

Kitabın ortasından (3 Ağustos 1898 tarihli günlük girişinden) bir örnek daha vermekle yetineceğim; bu çeviri hatasının “masum” olduğundan da epey kuşkuluyum: “Keşke hükümetin fiilen halkın iradesini dile getirdiği böyle bir sistem; güce ihtiyacı olmayan bir hükümet olsaydı ve bir otorite duygusu içinde bir hükümete ihtiyaç olmasaydı[3][s. 522]. Halbuki Tolstoy “Hay Allah! Keşke otorite bağlamında bir hükümete ihtiyaç olmasaydı, ama ne yazık ki var” anlamına gelen bir şey söylemiyor: “Keşke hükümetin gerçekten de halk iradesini temsil ettiği bir sistem olsaydı, ne böyle bir hükümet zora ihtiyaç duyardı, ne de otorite bağlamında bir hükümete ihtiyaç duyulurdu” (“If only there were such a system whereby the government actually did express the will of the people, such a governmet would have no need of force, nor would there be any need for a government in the sense of an authority.”). [2][s. 461]

Anka Yayınları da Tolstoy’un “Günlükler ben’im” şeklindeki sözlerini tanıtım için (arka kapağa) alıntılamış, ama farklı bir imlayla, “Günlükler benim” diye. Bu imla Tolstoy’un günlüklerini değil de, İbrahim Kapaklıkaya çevirisini tanımlamak bakımından daha doğru, çünkü bu Günlükler Tolstoy’un değil, İbrahim Kapaklıkaya’nın. Bu Günlükler Tolstoy değil.

Bu yazı, 4 Kasım 2005 tarihli Radikal Kitap’ta, “İçindekiler” sayfasında dahi duyurulmadan, “Bu ‘günlükler’ Tolstoy’un mu?” başlığıyla ve şu dezenformatif spotla yayınlandı: “Tolstoy’un ‘Günlükleri’, İbrahim Kapaklıkaya çevirisiyle Türkçede. Ancak kitapta bazıları şüpheli, ‘masum’ çeviri hataları var”. Yazı daha sonra şu kitabın ikinci bölümünde yeralmıştır: Acar Burak Bengi, Sansürlenen Tolstoy (Tolstoy’un Din Eleştirisi ve Türkiye’de Karanlığın Gücü), Yokuş Yayınları, 2007. Tüm kitabın dijital kopyasını ücretsiz indirebilirsiniz: http://yokus.yolasite.com/

Kaynaklar

[1] Tolstoï : Journaux et carnets, çev. Gustave Aucouturier, 3 cilt, Gallimard, 1985.

[2] Tolstoy’s Diaries, ed. ve çev. R.F. Christian, 2 cilt, Athlone Press, 1985.

[3] L. Tolstoy, Günlükler, çev. İbrahim Kapaklıkaya, Anka Yayınları, 2005.

Yorum bırakın